Nikola Tesla ve Güvercinlere Olan Derin Bağlılığı

tarafından
44
Nikola Tesla ve Güvercinlere Olan Derin Bağlılığı

Nikola Tesla, elektrik enerjisi alanındaki devrim niteliğindeki buluşlarıyla tanınan dahi bir mühendis ve fizikçiydi. Onun adı, bugün bile bilim dünyasında yenilik ve ileri görüşlülükle anılıyor. Ancak Tesla, yalnızca parlak zekâsı ve icatlarıyla değil, aynı zamanda eksantrik yaşam tarzıyla da dikkat çekiyordu. En sıra dışı tutkularından biri ise güvercinlere olan sevgisiydi.

New York’ta yaşadığı dönemde Tesla, her gün saatlerini parklarda güvercinleri besleyerek geçirirdi. Yaralı ya da hasta bir güvercin gördüğünde onu alıp otel süitine götürür, iyileşene kadar büyük bir özenle bakardı. Öyle ki, otel odasının pencerelerini sürekli açık tutarak güvercinlerin istedikleri zaman içeri girip çıkmasına izin verirdi. Ancak bu durum, zamanla büyük bir karmaşaya yol açmıştı. Tesla’nın güvercinlere olan sevgisi o kadar büyüktü ki, bir keresinde otelin aşçısından özel bir tohum karışımı hazırlamasını bile istemişti. Onun bu alışılmadık tutkusu, özellikle mikrop takıntısıyla bilinen birinin böyle bir alışkanlığa sahip olması nedeniyle çevresindekileri şaşırtıyordu.

Tesla hiçbir zaman evlenmedi, ancak ona düzenli olarak gelen beyaz bir güvercinle arasında özel bir bağ olduğunu dile getirmişti. Bu kuşa duyduğu sevgiyi şu sözlerle ifade ettiği söylenir: “O güvercini bir erkeğin bir kadını sevdiği gibi sevdim ve o da beni sevdi. Ona sahip olduğum sürece hayatımın bir amacı vardı.” Tesla’nın yalnızlığı, büyük ölçüde bilime olan sarsılmaz bağlılığından kaynaklanıyordu. Yakın ilişkilerin, bilimsel çalışmalarına engel olacağına inanıyordu ve bunu şu sözleriyle dile getirmişti: “Evli erkekler tarafından yapılmış pek çok büyük icat sayabileceğinizi sanmıyorum.”

1922 yılında Tesla, en sevdiği beyaz güvercinin ölmek üzere olduğunu hissettiğini söyledi. Kuş, son kez Tesla’nın odasına uçmuştu. Tesla, o anı anlatırken güvercinin gözlerinden çıkan ışığın, şimdiye kadar ürettiği herhangi bir elektrikli cihazdan bile daha parlak olduğunu söylemişti. O an, Tesla için yalnızca bir dostunu kaybetmek değil, aynı zamanda hayatındaki en derin bağlardan birinin kopması anlamına geliyordu.

Tesla’nın güvercinlere olan sevgisi, onun yalnızca bir bilim insanı değil, aynı zamanda doğayla ve canlılarla özel bir bağ kuran duyarlı bir insan olduğunu da gösteriyor. Bugün Tesla’nın icatları dünyamızı şekillendirmeye devam etse de, güvercinlere olan bu sıra dışı sevgisi, onun daha az bilinen ancak oldukça ilginç yönlerinden biri olarak tarihe geçmiş durumda.